Evliliğimizin üçüncü günü kafa dinlemek için gittiğimiz Cunda'dan dönerken kar nedeniyle arabanın içinde 10 saat mahsur kaldık. Çevremizde devrilen tırlar, dışarıda fırtına derken haliyle bir süre sonra tuvaletim geldi. Hava -20 derece, etrafta TIR'cı abiler, kardan göz gözü görmüyor, ne yapayım Yörsan Tesisleri'nden aldığımız höşmerimin kabına arabanın içinde işeyiverdim. Böylelikle Efe hayatın gerçekleriyle çok erken tanışmış oldu.
Tabi ki bu muhteşem deneyimle yetinmekle kalmadı. Hamilelik başlı başına trajikomik bir dönem. Örneğin hamilelik ilerledikçe altınıza kaçırmanız bir hapşırığa, bir gülmeye bakıyor. Gaz kısmına değinmiyorum bile…
‘Allah'ım bunlar ne kötü şeyler, ne acayip bir çift, bu kadar da rahat olunmaz’ diyenleriniz olabilir. ‘Evlilik aşkı öldürüyormuş’ diyenleriniz de…
Öncelikle;
-Gerçekten çok isterdim marjinal bir çift olalım ya da bohem.. Lakin sıradan insanlarız ve bunlar hayatın gerçekleri.
-‘Evlilik aşkı öldürür’ diyenlerin yüzde 80’i evli değil, yüzde 20’si ise şuursuz, aşk ya da evlilik nedir bilmiyor.
-Evlilik; iki insanın değil, iki hayatın aynı evde yaşayabilmesi. Öyle dizilerde, filmlerde izlediğin örneklere benzemiyor. Sadece tek bir gün evin içinde ne yaptığını düşün. Üşendiğin için yıkanmadığını, salaş kıyafetlerle gezdiğini, koltukta yayıldığını.. Demem o ki; evlenince Bihter Ziyagil olmuyorsun, ‘sen’ olmaya devam ediyorsun.
-Her şeyin başı saygı. Öncelikle kendine, sonra eşine ve evine. Saygın varsa salmıyorsun kendini, aksine dikkat ediyorsun. Ortak nokta bulup, uyum sağlamaya çalışıyorsun. Böylelikle yukarıdaki durumları çok sık yaşamıyorsun. .
-Evlenmeden aynı evde kaldığın birisiyle de bunları yaşayacaksın hatta uzun ilişkilerde de. ‘Ben bu hallere düşeceğime sevdiceğimle ayrı ülkelerde yaşarım’ diyorsan o ayrı. Lakin bu durumda da gözden uzak, gönülden ırak diye bir söz var hatırlatmak isterim.
-‘Buralar güllük gülistanlık, haydi herkes evlensin’ demeyeceğim. Zor hatta çok zor ama ne olursa olsun hayatı paylaşmak güzel.
Ayrıca;
Aşk hakkında ahkam kesmekten hoşlanmam lakin bildiğim bir şey var; bir şey ölecekse ölür, bitecekse biter. Bunun için neden aramak çok anlamsız.
Son olarak;
Korkmayın, pırt yanıcı bir gazdır, öldürücü değil.
Geçenlerde evi düzenlerken çocukluk videolarımı buldum. Tesadüfen seçtiğim birini izlemeye başladım. Yıl:1992 Sanatsal bir çekim yapılmaya çalışılmış olacak ki öncelikle yemek masasındaki detayları görüyoruz. Börek, poğaça, kurabiye, kek, kısır ve patates salatası yemeyenin bir yeri...
Her ne kadar kalabalık, şaşalı doğum günü kutlamalarından hoşlansam da, ağustos ayına denk geldiği için gördüğüm en kalabalık doğum günüm ailem dışında dedemlerin ve amcamların katılımlarıyla gerçekleşti. Nedendir bilinmez ailem de hiçbir zaman istediğim hediyeyi almadı bana. 22. yaş...
Eşe hamile olduğunu söyleme romantik anlara sahne olur ya... Mumlu bir akşam yemeği, söyleme anı, mutluluk gözyaşları, karnı öpmeler, okşamalar... Öyle gördük, öyle biliyoruz çünkü. İşte bunların hepsini unutun. Tuvaletteyken Efe'nin "Tuğçe inşallah bu sefer testin üzerine...
Şehir efsanesi diye bir şey vardır. Yüzyıllardır devam eden, dönemlere göre konuları değişen. Mesela geçmişte zenginle fakirin mutlu sonla biten aşk hikayeleri ilgi çekiyorken günümüzde, beyaz yakalıların işi gücü bırakıp köylere taşınması, e-ticaret başarıları, internet...
"Hamileyken bebeğim doğduğunda şunu yapacağım, bunu yapmayacağım diye uzun bir listem vardı. Organik bir anne olacaktım, öyle el kadar bebeğe ağladığında emzik falan vermeyecektim. Varsın ağlasındı. Sallamak da neymiş. Elbette ki bebeğimi yatağına koyup kendiliğinden uyumasını...
Hamilelikte en çok korkulan şeylerin başında fazla alınan kilolar geliyor. Hayatın boyunca yediklerine dikkat et, bu uğurda düzenli spor yap sonra günün birinde hamile kal ve geri kalan hayatını şişko geçir. Kabus gibi... Tartılarla aram hiç iyi olmadı. O yüzden küçük beden kotlarımı...
"30'uma geldiğimde hayalini kurduğum hayatı yaşayacağımı düşünmüştüm. Aşık olduğum adamla evlenecek, dünyanın her yerini gezip çılgınlar gibi sevişecektik. İşten geldikten sonra yemek yapıp, uyumadan mutlaka yatakta beraber kitap okuyacaktık. Boğaz manzaralı, tuğla duvarlı ve...
