Twitter
25 Aralık 2017 Pazartesi

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de (KHK) yer alan  ve sivillere yargı muafiyeti getiren 121. madde ile ilgili tartışmalara ilişkin, "Bu düzenleme, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü yani sadece o gece ve o gecenin devamı niteliğindeki 16 Temmuz sabahı ile ilgili." dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, parti genel merkezinde basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. 696 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 121. maddesine ilişkin tartışmaların hatırlatılması üzerine Ünal, şunları söyledi:

"Bu düzenleme, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen darbe teşebbüsü yani sadece o gece ve o gecenin devamı niteliğindeki 16 Temmuz sabahı ile ilgili. Darbe teşebbüsü ve terör eylemleriyle bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması ibaresi, 15 Temmuz gecesi ve 16 Temmuz gününü ifade etmektedir. Burada yer alan terör eylemleri ibaresi de darbe teşebbüsünün terör eylemi olması hesabıyla yazılan bir unsurdur. Bu ifade, daha sonra gerçekleşen terör eylemlerini hiçbir şekilde kapsamamaktadır.

O gece ve o gecenin sabahında darbe girişimine karşı göğsünü siper etmiş, darbeyi engellemek için ülkesini çıplak elleriyle tutmuş o kahraman insanların ülkelerini canları pahasına korumalarından dolayı onlara dönük herhangi bir hukuki sorumluluk doğmasın diye bu düzenleme yapılmıştır. Dolayısıyla buradan yola çıkarak bu düzenlemenin bugüne şamilmiş gibi, bugünkü diğer terör eylemleriyle ilgiliymiş gibi gösterilmek istenmesi tamamen dezenformasyondan ibarettir."

"METNİ OKUMADAN YAPILAN ELEŞTİRİLER"

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül de KHK'de yer alan 121. madde ile ilgili eleştirilerin metni okumadan yapılan eleştiriler olduğunu söyledi.

Daha önceki KHK'de "resmi görevliler için bir dava açılamayacağı hukuki, idari sorumsuzluk getiren bir düzenleme" olduğunu anımsatan Bakan Gül, "Ama o gün 80 milyon demokrasi için, cumhuriyet için ülkemizin bağımsızlığı için gayret eden vatandaşlarımız vardı sokakta, meydanlarda. Şimdi bunlara karşı ileride yarın siz 'demokrasiyi, ülkeyi korurken 10 lira, 50 lira şuraya zarar verdiğiniz, belediyenin önünde Genelkurmay'ın önünde şuraya zarar verdiğiniz, şu araca zarar verdiğiniz' diye evine haciz mi gitsin? Burada yapılan düzenleme sadece 15 Temmuz ve sonrasındaki 16 Temmuz’daki darbe girişiminin püskürtülmesiyle ilgili." diye konuştu.

Söz konusu düzenlemenin 15 Temmuz'un öncesini kapsamadığını vurgulayan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani vatandaşlarımıza yönelik, sivillerimize yönelik burada hukuki, idari sorumsuzluk getiren düzenleme... 15 Temmuz gece darbe başlamış ama 16 Temmuz’da bitirilmiştir. Darbenin sona erdirilmesi, vatandaşlarımız, kahraman askerimiz, Mehmetçikimiz, polislerimiz ve vatandaşlarımız tarafından sona erdirilmesi, püskürtülmesi ertesi gün olmuştur. Dolayısıyla 'terör' diye ifade edildi diye 'bugün de terörle mücadele ediliyor, terör eylemi var, vatandaş buna karşı mücadele ettiğinde sorumsuz olacaktır' anlamı çıkartılamaz. 'Terör' ifadesi, darbe girişimi bir terör faaliyetidir. Bu kanundaki ifadede terörü kastederken 'terör eylemi' derken darbe fiiline yönelik bir tanımlamadır.

Daha önceki KHK’de esasen görevliler için düzenlenmiş ifade sadece başına 'siviller için' getirilerek düzenlenmiştir, yani yeni bir düzenleme yok. O zaman o yapılırken de herhangi bir eleştiri söz konusu değildi şimdi de yeni bir durum yok. Oradaki devamı anlamındaki husus bugüne sari olan bir düzenleme değildir. 15 Temmuz gece oldu ama birkaç saat sonra zaten 16 Temmuz oluyor, yani orada gün '15, 16, 17 Temmuz' demek yerine devamı niteliğindeki fiillere, darbe fiillerine karşı duran sivillerin bu anlamda hukuki, idari sorumsuzluğuna yönelik bir düzenlemedir. Asla bunun başka bir yere çekilmesi, suistimal edilmesi hiçbir hukuki dayanağı bulunmamaktadır."

"80 MİLYON SOKAĞA ÇIKTI"

Abdulhamit Gül, 15 Temmuz darbe girişiminde 80 milyon vatandaşın gece canıyla kanıyla, malıyla sokaklara çıktığını hatırlatarak, KHK'deki düzenlemeyi eleştirenlere "Bunların hukuki sorumsuz olmasından rahatsız mı oluyorsunuz? Eleştirenlerin buna cevap vermesi lazım." karşılığını verdi.

80 milyon vatandaşın, devletin hukukunu korumak adına o gece sokaklara davet edildiğini aktaran Gül, şöyle konuştu:

"Vatandaşlarımız cumhuriyeti, devleti, bağımsızlığı koruyor ama o esnada bir takım fiili hukuki mala zarar verme olmuşsa bunun hepsini devlet tazmin edecektir. Ama bunu vatandaştan almayı engelleyecek bir düzenleme söz konusudur, Türkiye hukuk devletidir. Asla bir işkenceyi, kötü muameleyi orada darbeyi önlemenin dışında başka fiiller varsa bu fiiller yargılama kapsamındadır. Hangi vatandaş darbe önleme dışında bir başkasına işkence etmişse, yanlış bir fiilde, haksız bir fiilde, hukuka aykırı fiilde bulunmuşsa bunlar da yargılanacaktır ama buradaki kapsam darbeyi önlemeye yönelik fiiller kapsamındadır, tarih de 15 Temmuz, 16 Temmuz’dur. Yani bugüne getirilen bir tarih asla metinde de yoktur, bu konuda kötü niyetli olarak yorumlamaya çalışılması Türkiye'de 80 milyon vatandaşımızın darbeye karşı dik duruşunu da engelleme, moral motivasyonunu da engelleme adına bir art niyetli çaba olabilir. "

Adalet Bakanı Gül, KHK'deki düzenlemenin sadece darbeye yönelik terör eylemi olan aynı zamanda darbeye yönelik fiiller ve o güne has bir yargılanmama anlamında güvence anlamına geldiğini, fiillerle de sadece darbeyi önlemeye yönelik olduğunu vurguladı.

Onun dışında başka fiiller ve yanlış bir tavır varsa hukukun bunu asla korumayacağını kaydeden Gül, "Burada elbet ifadeyle ilgili uygulamada da farklı eksiklikler kamuoyunda anlaşılır ya da yargılamada farklı bir tavır ya da durum ortaya çıkarsa elbette lafzi anlamda metindeki ifadeler değiştirilebilir ama çıkartılan hükümetimizin bu konuda iradesi muradı, kapsamı bu şekildedir. Bunun ötesinde yorumlar yapmak art niyetlidir." diye konuştu.